FUTBOLUN CENTİLMEN ÇOCUĞU: GARY LİNEKER
CENTIL BOY FUTBOLCU – ABDÜLKERİM DURMAZ’IN DÜNYAYA KAZANDIRDIĞI FUTBOLCU
GARY LİNEKER
Üç kez ligde gol
kralı olup hiç şampiyonluk görmeyecek, Türk milli takımı karşısında abartıp, iki
kez hat-tick yapacaksın. Sonra da Abdülkerim Durmaz, yıllar sonra çıkacak “O
adamı ben ünlü yaptım” diyecek. ‘O’nu önemli daha doğrusu ilginç kılan ise;
Kariyerinde milli takımda dahil 546 maça çıkması ve hiç sarı kart dahi görmemesi
Bu centilmen erkeğin
tam adı, Gary Winston Lineker. Futbol kariyerine 1976 yılında doğduğu şehrin
takımı olan Leicester City'de başladı. 1978'de A takıma yükseldi. Burada gösterdiği başarılı performans ve golcülüğü ile 1985-86 sezonunda Everton'a
transfer oldu. Bu takımla oynadığı 52 maçta 38 gol attı. Dünya ise 1986 yılında
Dünya Kupası başlamadan önce elemelerde Türkiye maçında milli libero Abdülkerim
Durmaz’in sayesinde tanıdı. Ben demiyorum, Abdulkerim Durmaz ağabeyimiz diyor.
1986 Dünya Kupası
eleme karşılaşması İngiltere-Türkiye
“Şu Lineker olayı
neydi? O maçta Lineker'ı tutma görevi sizindi”
Abdulkerim Durmaz’ı
dinliyoruz:
“İngiltere-Türkiye maçı Lineker'ın ilk milli maçıydı. Sonra dünyanın en
büyük golcülerinden biri oldu. O zaman
18 yaşlarındaydı. Savunmada Raşit
Çetiner'le birlikte çift stoper oynuyorduk. Coşkun ağabey maçtan bir gün önce
bizi çağırdı. İngiltere'nin iki forvet oyuncusunu tutmamızı söyledi(!) Biri
Hateley ki, o zaman çok ünlüydü. Raşit Çetiner ağabeyim zaten stoper oynayan
bir futbolcu. Ben stoper değilim ama, takımımda libero oynayan bir
futbolcuydum. Adam markajı falan pek yapmadım, yapamazdım da zaten!! Bursalı
Sedat da, o zaman milli takım kaptanıydı. Libero oynayacaktı. Geldi bana dedi
ki ‘Lineker denen genç bir çocuk var. Onu hiç bilmiyoruz. Yarın da zaten ilk
defa oynayacak. Onu sana vereyim. Sen onunla baş edersin’ dedi. Meğerse adam
sonradan dünyanın en büyük golcüsü olacakmış, ne bileyim. Çıktık, 5-0
kaybettik. Gollerin üçünü de Lineker denen çocuk attı. Ben de demek ki iyi
tutmuşum.! Bizim maçtan sonra adam dünyanın en büyük golcüsü oldu çıktı. Hatta
takılırlar bana, maç içerisinde “Lineker'ı gördünüz mü?” diye sormuşum. Maç
içerisinde dağılmış ve baskı altındaydık. Ha bire gol yiyoruz!! Bir de benim
tuttuğum adam atıyor. ‘Lineker’ denen
çocuk. Onu tutmak için mücadele veriyorum. O ara yoruldum galiba. Kornerde adam
paylaşıyoruz, ben artık kimseye bakmıyorum. Takılmışım Lineker’ın peşine. Zaten
adam adama oynadığım için beni başka hiçbir şey ilgilendirmiyor. Kornerde ceza
sahası içerisinde karambol oluştu. Ben bunu o ara kaybettim. Daha doğrusu o
markajımdan kurtulmuş. Orada Raşit Çetiner’e gitmişim, tabi bana bunu maçtan
sonra anlatıyorlar. Raşit ağabeye sormuşum ‘Ya, Lineker’ı gördünüz mü? Nerede
bu herif?’ diye. O da ‘Arkalara gitti’ demiş. Maç bitti, forma değiştireceğiz,
ben de maç içerisinde Lineker’a giderek ‘Formamızı değiştirelim’ işareti
yaptım. Adam maçtan sonra gündeme geldi. Bütün kameralar 18 yaşındaki çocuğun
hala çocuk diyorum! başına toplandı. Adamı şöhret yaptım bir yerde. Ben onu iyi
tutsam, gol atamasa kameralar ona gider miydi? Bir nevi o damı ben ünlü yaptım.
Bana ‘Bekle, röportaj yapıyorum. Formayı sonra alırsın’ dedi. Soyunma odasına
gittim. Arkadaşlara ‘Görüyor musunuz, herifi dünya futboluna kazandırdım, bana
bekle diyor’ dedim. O maçtan sonra adam dünya kupalarında, avrupa kupalarında
gol attı. İsmi duyuldukça Fenerbahçe’de oynadığım yıllarda arkadaşlar, ‘Seninki
gene Arjantin’e atmış’ diye bana takılıyorlardı. O gün ben iyi oynasam belki de
adamın futbol dünyasında böyle bir yeri olmayacaktı” diyor.
Lineker, Dünya Kupası
öncesi Barcelona ile sözleşme imzaladı. Dünya Kupası’nda üstün bir performans
gösterdi. Maradona’nın ‘Tanrının Eli’ ve efsanevi yedi İngilizi çalımlayarak
attığı golle kafa ile karşılık verdi. Ama ülkesini yarı finale taşıyamadı.
Çeyrek finalde elenmelerine rağmen, 6 golle Dünya Kupası'nda gol kralı oldu. Ve
bu başarıya ulaşan ilk İngiliz futbolcu olarak tarihe geçti.
Barcelona ile 41
maçta 21 gol atarken, kulübün büyük rakibi Real Madrid maçında hat-trick yaptı.
Barcelona ile 1988'de Kral Kupası (Copa del Rey) ve 1989'da Kupa Galipleri
Kupası kazandı. Ancak teknik direktör Johan Cruijff onu orta sahada, sağ
kanatta oynatmaya çalışınca takımdaki yerini kaybetti ve ayrılmaya karar verdi.
Futbol literatürüne, korner atışı sırasında kalecinin önünde durmak ve seken
topu tamamlamak gibi bir taktiği sokan da futbolcuydu.
Sonra, Tottenham
Hotspur'u tercih etti. Bu takımla oynadığı 3 sezonda 105 maç yaptı, 67 gol attı
ve takımına FA Cup kazandırdı. İngiltere’de oynarken, çocuğu hastalıklı olarak
dünyaya geldi. Kan verme kampanyalarinda bir taksi soforuyle beraber dışarı
çıkıp “Bu adam benim çocuğumu kurtardı, siz de kan verin” mesajı ile adeta
İngiltere’yi dolaşıyor. Hastaneden antrenmana gittiği ve hastane bahçesine çok
sayıda hayranının toplandığı da söylenir. Ve belki de bu nedenlerden dolayı
lösemiyi yendi.
Kariyeri sakatlık
sonucu sonra ermeden önce Japonya'ya, Nagoya Grampus Eight adlı takıma,
transfer oldu. Sakatlık sonucu Japonya’da 23 maç oynayabildi ve 9 gol attı. Lineker, 1986'da İngiltere'de yılın futbolcusu seçildi. 1991'de ise FIFA tarafından
yapılan yılın futbolcusu seçiminde 3. oldu. 546 maçlık uzun süren kariyerine
rağmen centilmenliği ile ünlendi. Ve futbol hayatı boyunca sarı kart dahi
görmedi.
Futbolu bıraktıktan
sonra da kanserle ilgili çeşitli projelerde yer aldı. Kariyeri sırasında “Futbol
90 dakikadır ve sonunda Almanlar kazanır” sözünü hafızalara yer eden
futbolcudur.
Haaa bu arada Abdülkerim
Durmaz da Pendikspor’u çalıştırmaktadır…
(Haber
Merkezi)(ÇY)
Yorumlar
Yorum Gönder